Reankarnasyon - Yeniden bendenlenme

Reankarnasyon yeniden başka bir bedenle dünyaya gelmek demektir. Bu beden bir önceki hayatında yaptığın hataları telefi etmek amacı ile bitki, hayvan yada insan olarak kişi tarafından seçilir. Hatalar ne kadar büyükse reankarne olunduğu zaman o kadar cefa çekebilecek durumda dünyaya geliniz. Sistemin kendini dengelemesi açısından belirli seviyeye gelene kadar aynı yerde bir tekarar sözkonusudur. Tıpkı sınıfı geçemeyen bir kişinin aynı sınıfı belirli seviyeye gelene kadar terarlaması gibi.

Reankarnasyon  eski mısır ve M.Ö’ ki dönemlerden  gelmektedir.

Reankarnasyon dilimize  “reincarnation” kelimesinden geçmiştir. Bu kelimede “incarnation” kelimesinden türemiş olup, “n. vücut bulma, cisimleşme, canlı örnek,  (Medikal/Tıp) Ete bağlama, etlenme (yara)” anlamlarına gelmektedir. Başında ki “re” ise yeniden anlamına gelir. Reankarnasyonun tam anlamı yeniden vücut bulmaktır.

 İslamiyette dünyada yeniden vücut bulma diye bir olay yoktur. Peki İslamiyet ölüm sonrası hakkında nasıl bir yaklaşım içindedir.

Günümüz mecazıyla anlatmaya çalışırsak. İçinde yaşadığımız, algıladığımız veya algılamadığımız sistem, iç içe geçmiş sonsuz yatay ve dikey boyutlardan oluşmuştur ve her boyutun kendine has fizik!? yasaları vardır. Bu boyutlar birbirlerinide etkilemektedirler. Ayrıca birbirleri arasında hiç boşluk yoktur. Bunun için tasavvuf ehlinden büyük bir zat demiştir ki “ Bu alemde onca yer dolaştım avuç içi kadar boş yer bulamadım ” İşte burada saydığımız özellikler ve dahası ile yaşayan (hay olan), karmaşık!, büyük  yani heyyula olan bu sistemin diğer bir kuralı kendini tekarlamamasıdır. “O her an yeni bir şandadır” ayetide aynı gerçeği ifade etmektedir.

Peki ölümden sonra ne olur. Demiştik ki her boyutun kendine has kuralları olur ve ölüm tadıldıktan sonra bu boyutlardan birisinde başka bir bedenle! (her boyutun kendine has bir bedeni vardır), başka kurallarla, tekrarsız yaşamaya devam edilir. Sosuza kadar... Peki ya cennet, cehennem... Dediğim gibi bunlar sadece mecaz. Mecaza takılıp kalmadan düşünmek gerek. Mecaz yol tabelası gibidir. Tabelaya bakarak o yere gidilmiş olmaz ya o yer hakkında bir fikir sahibi olunmaz. Tasavvufi değimlede mecaz perdedir.

İnsan nerede, hangi boyutta! var! olursa olsun asla bu mecazdan kurtulamayacaktır. İnsanı üstün kılan ve aynı zamanda en aşağı kılan özelliktir mecaz! Çünkü mecazla, ansiklopedilere sığmayan bilgi bir hikayeye sığar ve sana o bilgiyi yaşatır...

Konuyu fazla dağıtmadan, reankarnasyona dönerek günümüz bilimiyle birimin kendini nasıl olupta terarlamadığını anlatmaya çalışalım.

Dünya kendi ekseni etrafında 1.600 km/saat hızla dönüyor.

Dünya güneşin etrafında 107.000 km/saat hızla dönüyor.

Güneş saman yolu galaksisinin etrafında 900.000 km/saat hızla dönüyor.

Samanyolu, kendisiyle birlikte Yerel Galaksi Kümesini oluşturan diğer galaksilerle birlikte, 150 milyon ışık yılı uzağımızdaki bir süper galaksi kümesine doğru 3.000.000 km/saat hızla ilerliyor yahut düşüyor. (Dünyanın Dönüş hızı, kıyamet ve beyin kapasitesi yazısı okumak için tıklayın) Tabiki bu hareket olayı bu kadarlada kalmıyor. Bu hareketinde felsefe yönlü sonunu arayanlara şimdiden kolay gele. Çünkü sonu yok, sürekli ve kendini terar etmeyen bir değişim, dönüşüm ve hareket soz konusu. Hal böyle iken kim nasıl olurda birimin kendisini tekrar ettiğini söyleyebilir.

Bizim delillerimiz bunlardır. Eğer hala yeniden bedenlenme diye bir olayda iddaa eden varsa. Onlarda kendilerine ait delilleri getirsinler ve bizlere kendini terar eden bir birim olduğunu ispatlasınlar. Kendilerine sınırsız süre verilmiştir.

Mecaz peşimizi hiç bırakmayan ve sonsuza kadar bırakmayacak olan nimet. Onsuz bişi anlatılmaz yada anlanmaz... Genede ismi Allah olan onda takılmayıp sıfat ve ikan sahibi olmayı hepimize nasip etsin. Hayır ve tüm dualar Hz. Muhammedin ve ehlibeytinin üzerine olsun. Çünkü onlar olmasa biz şu anda bunları yazamıyor olurduk.

24 Mayıs 2009 - 05:02

İstanbul

Diğer Yazılar