Kurban
Kurbanla ilgili genel bilgi : http://tr.wikipedia.org/wiki/Kurban
Birçok spritüel görüşte de olan kurban… Kişilerin kendi bilinmezliklerinin ötesinde yarattıkları tanrılarına yaranmak için boğazladıkları hayvanlar… Daha gerçekleşmemiş dilekleri için tanrılarına rüşvet ya da işledikleri kötülüklere karşı kefaret…
Peki, İslam’da ki “kurban” anlayışının bunlardan (diğerlerinden) ayıran nedir?
Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/İslam'da_kurban
Kurban, (Arapça: قُرْبَان) İslami bir terim olarak Arapça' dan Farsça’ ya oradan da Türkçe' ye geçmiş bir sözcük olup, her türlü adağa kurban dense de İslam’da özellikle Kurban Bayramı'nda Allah adına kurban kesme eylemini tanımlar.
Anlamı ve kökeni
Kurban, Türkçe' ye Farsça' dan, Farsça' ya ise Arapça' dan geçmiş bir sözcüktür. Arapça k-r-b kökünden türemiş olup, sözlükte "yaklaşmak" anlamına gelir.[1]
Fakat Arapçada -an eki olmayışı sebebiyle, kurban sözcüğünün Arapçaya İbraniceden geçtiği ve İbranice korban (קרבן) sözcüğü ile ilişkili olduğu düşünülebilir.[2]
İbranice korban sözcüğü de "yakınlaşmak" anlamına sahiptir. Farsçadaki anlamı ise yaklaşan demektir. Kurban kelimesinin Arapçası ذِبْح (zibh; boğazlama) dir. Dini terim olarak Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur'an'da da anlatılan İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramına adanmışlık ve Allah'a teslimiyet anlamları da yüklenmiştir.
Kuranda kullanımı
Kurban sözcüğü Kur'an'da birkaç kez geçer: Maide Suresi 27. ayetinde Habil ile Kabil’in hikâyesinde iki kardeşin sunduğu kurbanlardan bahsedilirken kurban sözcüğü kullanılır.[3] Hikâyeye göre bu sunuda kardeşlerden biri hayvan kurban ederken diğeri topladığı veya yetiştirdiği sebze ve meyvelerden sunu yapmıştır ve buradan kurbanda boğazlama yapma anlamı çıkarılmaz. İslam’da bugün anlaşılan kurban kavramının temelini İbrahim ile İsmail'e atfedilen, içinde boğazlama eylemiyle birlikte adanmışlık duygularını ifade eden kıssa oluşturur.
"(Oğlu) yanında koşma çağına gelince: "Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?" dedi. "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap. Beni inşallah sabredenlerden bulacaksın." dedi. Ne zaman ki ikisi de bu şekilde teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağı üzerine yıktı."(Saffat Suresi: 102,103)
Fakat Allah'ın bu manevi adanmışlığı kabul edip, bunun bir sınama olduğunu onlara belirtmesi ve onlara bir kurbanlık hayvan göndermesiyle anlatı sonlanır:
"Ve ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız." "Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı." dedik. Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik."(Saffat Suresi, 104-107)
Kuran'daki anlatımlar
Kuranda ki anlatımlarda hangi hayvanların kurban olarak sunulabileceği, bu hayvanların hangi şartları taşıması gerektiği, kurbanın sadece hayvanlardan olması gerektiği gibi konularda bir açıklık yoktur.
• Sâffât Suresi,107; İbrahim’in oğlu İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye olarak verildiğinin anlatılması.
Hac suresinde kurban hac ile bağlantılı olarak anlatılır; "İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler. Kendileri için birtakım yararlara şahit olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. (Hac: 27-28) Beden (dipnot)leri size Allah'ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır. Öyleyse onlar bir dizi halinde boğazlanırken Allah'ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkâra ve isteyene yedirin. Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır...(Hac: 36-37)
Muhammed’in hayatından örnekler
Sahabeden Enes kanalıyla Muhammed’in kurban olarak Mekke’de kendi eliyle yedi deveyi, Medine’de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyunu kestiği rivayet edilmiştir.[4]
Bu kısım wikipedia’ dan alıntıydı.
Wikipedia’da ki bilgiler ansiklopedik. Kuran Kerim’ de ki bilgiler de mecazlı… Bu mecazlardan ne anlam çıkartmak gerek?
İlk olarak “Kurban Bayramı” ismi yanlıştır. Bu özel günün ya da günlerin asıl ismi “Hac Bayramıdır”. Kurban kesimi Mekke’ de Hac ibadetinin en sonun da yapılır. Hacca gidemeyenlerin de gidenlerle aynı zamanda kesmeleri sünnet ya da vaciptir.
İkinci olarak; Kurban Hz. Âdem’den bugüne kadar süregelen bir ibadettir ve zahiri (görünen) kısmı bir hayvanın boğazlanması olsa da bu (her) fiilin arkasında bir anlam yoksa taklittir. Robot gibi düşünmeden yalnızca fiiliden ibaret bir olaydır.
Peki, nedir bu anlam? Bu mecazlarla, hikâyelerle ne anlatılmak isteniyor?
Kıssa da; İbrahim Resül, oğlu olsun çok istemektedir. Oğlu İsmail ile Kâbe inşa edilir… Hangi oğlunu kurban ettiği! Bilinmemekle beraber âlimler İsmail ve İshak’ tan birisidir denmektedirler…
Ali İmran Süresi - 92
92-) Sevdiğiniz şeyleri başkalarına karşılıksız olarak bağışlamadıkça "Bir"e(hayra)eremezsiniz. Neyi Allâh için karşılıksız bağışlarsanız, Allâh onu(yaratanı olarak)bilir(karşılığını da halkeder).
Kaynak: "Allâh İlminden Yansımalarla Kur'ân-ı Kerîm Çözümü" 3 - Âl-u İmran Sûresi
Bir babanın oğlundan vazgeçecek kadar dünyalıktan arınması ve bir oğlun (gencin) hayatın güzelliklerinden vazgeçecek kadar dünyalıktan arınmasıdır kurban. Tıpkı hac ibadeti gibi kefeni (ihramı) giyip dolaşmaktır kurban. (Hac nedir? ) O yüzden haccın sonunda kesilir. Aslında kurban edilen kişide ki dünyalık hissidir. “Ölmeden önce ölünüz.” dür kurban… Akan kan, gayptaki (bilinmezliğin ötesinde ki) tanrıya (yakınlaşmak) yaranmak için değil. Ölümü hatırlamak için somut bir örnektir. Yakınlıktan kasıt tasavvuftaki Hakke'l-yakin* halidir.
Kendime not: "Deve hacı olmaz, gitmekle Mekke' ye; eşek derviş olmaz, su çekmekle tekkeye." Taklit her öğretinin başıdır ama öğretinin kendisi değildir. Müzik aleti çalmayı öğrenmek gibi... Allah hepimizi taklitte takılı kalmaktan korusun.
30 Ekim 2013 Çarşamba 22:00
İstanbul