Sistem gereği nefsi en güçlü ortaya çıkmış olan, bilinç olarak en güçlü olandır. (Ya da tam terside olabilir.)
İnsanın zuhurundan evvel, sistemce (bilinç ve nefis olarak) en güçlü olan “cin” adı verilmiş nar yapılı varlıktı (kuldu). O (cin) nesli Âdem’i (ilk insanı) inkârından sonra “şeytan” adını almıştır. Daha öncesinde onlar cennetin kapı bekçiliğini yaparlardı!
Peki, ne oldu da recm (hidayetten uzak düştüler, huzurdan kovuldular) olundular?
İnsan yaratılmadan evvel, noktadan açığa çıkan bilincin en çok olduğu birim “cin” soyu idi. Ama insan (tıyn, bilinç madde) yaratıldıktan sonra noktadan zuhur eden ilim sayısı en çok olan birim, insan oldu ki “…Vaktaki (Âdem bu Emr üzerine) onlara (Bi-) isimleri ile onları haber verince…” Bakara süresi 33. ayet.
Kuran-ı Kerim’e göre insan en aşağı (madde) olarak yaratılmıştır. Ama bir taraftan da ismi Allah olanın vechidir. Burada bir tezat varmış gibi görünse de aslında burada atıf yapılan anlatım, sonsuz esmanın tek bir noktadan ortaya çıkmasıdır. Yani sonsuzluğun! Beyin adı verilen araç tarafından algılanılabilir olmasıdır! Aslında onun algılanamayacağını algılayıp. Bu olay karşısında haşyet duymasıdır. (“haşyet duyanlar yalnızca ismi Allah olanın kendine seçtikleridir.” Kuran-ı kerim)
Peki, bu nasıl oluyor? Sonsuzluk nasıl oluyor da 1500cm3’ lük bir alanın iç!ne sığabiliyor?
En aşağı olarak görülen madde nedir? İsterseniz bununla başlayalım. Madde enerjinin (esmanın, ismin, ilmin…) yoğunlaşması sonucu oluşur (zahir olur). Soluduğumuz havada atom yapılıdır. Beyin denilen et parçası da (makine da, araçta) atom yapılıdır. Bu boyutta zuhur bulmuş her şey! Atom yapılı olmasına rağmen, ortaya koydukları işlev, olay farklıdır. (Her şeyin! Özünün tek olmasına rağmen nasıl oluyor da ortaya çıkanlar bu kadar farklı oluyor.) neyse konuyu dağıtmayalım. Kısacası atomunda altına doğru indikçe her şeyin özünün (ismi ne olursa olsun) Tek olduğu ortaya çıkar. İster buna enerji deyelim, ister ismi Allah olan!
“Zerre, küllün aynasıdır.” (Muhammed Aleyiselam) hadisinden yola çıkıp, atoma zerre diyerek yukarı da mecaz yollu anlatmaya gayret ettiğimiz konuları (parçaları) yine mecaz yollu birleştirmeye çalışalım. Her zamanın (boyutun) mecazı farklıdır. Mecazda (isimde) takılıp kalmayalım. Altında yatan anlamları algılamaya çalışalım.
Maddeyi meydana getiren atomların birbirinden uzaklığı o maddenin kararlı olma durumunu belirler. Mesela; hava yapısı itibariyle atom yapılı olmasına rağmen kararsızdır. Su ondan daha kararlıdır ve katı ise yaşadığımız boyutun en kararlı halidir.
Enerjinin (ruh-u azam, arşın aldı, Allah ilminin) yoğunluğuna göre sistemde ki eşyalar adlandırılır. Yoğunluğu en az alan, nur yapılı meleklerdir. Sonra nar yapılı şeytan, sonra da madde yapılı insan gelir.
İnsanı yaratılmışların en mükemmeli yapan özellik; enerjinin en yoğun halinin insan olmasıdır.(şimdilik! Her yaratılmış Âdem bir öncekinden daha çok isim ortaya çıkartabiliyor.) Bu yoğunluğun avantajı, en dar alanda en çok özelliği (birimi, Allah isimlerini) barındırmasıdır. Bu dar alanda işlemler çok hızlı bir şekilde yapılabilir. Hatta öyle ki insan 60–70 yıllık ömrünün büyük kısmını yaşamsal ihtiyaçlarla (uyku, yeme, içme… gibi olaylarla) geçirmesine rağmen, ölümün tadılmasıyla başlayacak sonsuz yaşamı elde edebilecek becerileri (Bi-iznihi) bu kısıtlı zaman içinde elde edebiliyor.
Dezavantajı ise; Meleklerin daha basit yapılı olmalarından dolayı algıladıkları da çok karmaşık değildir. Bu sebeple itaatkârdırlar. Saftırlar. İnsanda ise gelen algı! Aynı anda birden fazla devreyi etkilediğinden, seçme hakkı varmış zannı oluşturur. Eğer fıtratı (programı) bunu değerlendirebilecek kapasitede değilse (bilgisayar diliyle, programda algoritma hatası varsa) şirk’ e düşer. Tek’i çok görür. Şeytaniyet vasfı ortaya çıkar. Recm edilmiş olur.
Sen kendini küçük âlem sanırısın, oysa âlemlerin büyüğü sendedir. (Hz. Ali)
Burada anlatılan her şey, mecazdır. Kelime (sözle) sınırlıdır, kilitlidir. Haddi aşanlardan olduksa af oluna, bir aciz kul olduğumuz unutulmaya.
Bunlar, bu sonsuzlukta Burak adı altında ortaya çıkmış birimin müşahadeleridir. Kendi haricinde kimseyi bağlamaz. (B)en bir rüya gördüm. Sizlere anlatmaya çalışıyorum. Acaba ne kadar başarılı olabildim… Allah hazmıyla kolaylaştırmış olsun. İlmimizi arttırsın. Aczimizi itiraf ettirsin. Haşyet duyanlardan eylesin. Âmin.
21 Ağustos 2007